Giriş
Avukat olarak tahsil ettiğimiz ücretler için makbuzun nasıl düzenlenmesi gerektiği, özellikle mesleğin başlarında ve hatta bazen ilerleyen dönemlerinde de biz avukatları zorlayan bir mesele olabilmektedir. Konuyu derinlemesine incelemeden önce kısaca özetlemek gerekirse; mahkeme kararında hükmedilen vekalet ücreti (örneğin 30.000,00 TL) için makbuz kesileceği zaman; eğer makbuzun muhatabı, tüzel kişi (şirket, devlet kurumu vb.) ise makbuz stopajlı kesilmeli; eğer gerçek kişi stopajsız kesilmelidir. Örnek makbuzlar yazının devamında mevcuttur.
Şimdi işin biraz daha detayına girelim ve meseleyi “dünya bir toz bulutuydu” kısmından ele alalım. Bilindiği üzere toplum olarak varlığımız, devlet aygıtının varlığına muhtaçtır. Bu aygıtın da yakıtı, vergilerdir. Her devlet vergilerle çalışır. Vergilerin oranı, ismi ve toplanma biçimi değişse de mantığı aynıdır: devletin işlerliği. Vergi deyince ilk akla gelen vergi türü gelir vergisidir. Gelir vergisi, gelir/kazanç elde edenlerden -kazanç arttıkça artan- bir oranla tahsil edilen vergidir.
Gelir Vergisinin Sorumlusu
Gelir vergisinin muhatabı, gelir elde eden (istihkak sahibi) kişidir; parayı ödeyen kişi değil. Örneğin bir duvar ustası, yapacağı duvar için 10.000,00 TL ücret talep ettiğinde, iş sahibi 10.000,00 TL’yi öder ve duvar ustası tahsil ettiği bu 10.000,00 TL içerisinden devlete (örneğin oran %20 ise) 2.000,00 TL gelir vergisini öder. Yani duvar ustası şunu diyemez: ben bu duvarı örme hizmeti karşılığı 8.000,00 TL ücret isterim, 2.000,00 TL de iş sahibi olarak vergisini öde.
Katma Değer Vergisi
Gelir vergisinin mantığını kısaca özetledikten sonra KDV meselesine gelelim. KDV, bir mal veya hizmetin satışı sırasında devletin komisyon alması gibidir. Duvar ustası, duvar örme hizmetini iş sahibine satarken 10.000,00 TL ücret söylediğinde bir de devletin komisyonu olan %20 KDV eklenir ve iş sahibi, duvar ustasına KDV dahil ücret olan 12.000,00 TL’yi öder. Burada 2.000,00 TL KDV tamamen devletin komisyonudur ve duvar ustasının kazancı sayılmaz. O yüzden kazanç üzerinden alınan verginin hesabında önce KDV’nin, yani devletin komisyonunun ayrıştırılması gerekmektedir. KDV’nin, bir mal veya hizmetin ücretine ek bir vergi olduğunu, bazı satıcıların (özellikle mobilyacıların) mal veya hizmet için ücret belirtirken “10.000,00 TL + KDV” şeklinde açıklama yapması biraz da bundandır. Yani burada satıcı der ki, benim malımın ücret karşılığı aslında 10.000,00 TL’dir ama bir de devletin komisyonu olan KDV var, onu da ödeyeceksin; ödediğin KDV devlete gidecek, bana 10.000,00 TL kalacak.
Stopaj/Tevkifat
Gelir vergisi ve KDV’yi anlattıktan sonra stopaj meselesini açıklamaya çalışayım. Stopaj veya mevzuattaki karşılığı ile tevkifat, kesinti anlamında kullanılır ve verginin kaynakta kesilmesini ifade eder. Tevkifatın/stopajın çeşitleri vardır; gelir vergisi tevkifatı (stopajı) ve KDV tevkifatı gibi. En yaygın olanı gelir vergisi stopajıdır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Vergi Tevkifatı” başlıklı 94. Maddesinde kimlerin hangi ücretlerden tevkifat (stopaj) yapacağı açıklanmıştır. Buna göre kamu kurumları, şirketler, dernekler, vakıflar, ticaret ve serbest meslek erbabı ve sair kişiler ödeme yapacağı zaman, istihkak sahiplerine (ödeme yapılacak kişiye) ödeme yapmadan önce onların gelir vergisine mahsuben tevkifat (stopaj) yapmaya mecburdur. Duvar ustası örneğinden devam edecek olursak: duvar ustası (istihkak sahibi), duvar örme hizmeti karşılığı olarak 10.000,00 TL brüt ücret + %20 KDV toplamı 12.000,00 TL ücreti, iş sahibinden istediğinde; iş sahibi eğer 94. Maddede sayılan kişilerden ise, yani mesela bir ticaret şirketi ise, iş sahibi, istihkak sahibine 12.000,00 TL’yi öderken: ey duvar ustası, sana ödeyeceğim ücretten stopaj yapmak durumundayım; sen 10.000,00 TL ücretin içerisinden %20 gelir vergisi ödeyecektin, ben bunu gelir vergini kesiyorum (tevkif ediyorum, stopaj yapıyorum) ve kalan ücreti (net ücret 8.000,00 TL + 2.000,00 TL KDV) toplam 10.000,00 TL’yi sana ödüyorum; stopaj yaptığım 2.000,00 TL’yi de senin adına ben devlete ödeyeceğim. Aslında stopajın bütün hikayesi bundan ibarettir. Mal veya hizmet satan kişinin ödeyeceği gelir vergisinin, kendisi tarafından değil, ücreti ödeyecek olan iş sahibinin ödemesidir. Peki bütün bu zahmet niye diye soracak olursanız bu sistemin devlet (vergi dairesi) açısından çeşitli avantajları olduğunu söyleyebilirim. En başında da verginin takibini sağlamak gelir. Zira stopaj sistemi olmasa, duvar ustası aldığı 12.000,00 TL ücreti, devlete (vergi dairesine) bildirmeyebilir. Ama stopaj sistemi olduğunda, stopaj yapan şirket bu stopaj tutarını ödediğinde, duvar ustasının aldığı ücret ortaya çıkmış olacak ve devlet duvar ustasından (beyan ederse) alacağı vergiyi tahsil etmiş olacak ve ayrıca KDV alacağının da farkına varmış olacak; gerekirse takibe geçerek duvar ustasından, beyan etmediği ücretle ilgili hem KDV’yi alacak hem de gerekirse ceza kesecek. Bu ikili sistem sayesinde vergi tahsili daha mümkün olmaktadır. Çapraz denetimin dışında bu sistemin devlete avantajı, vergiyi peşin olarak tahsil etmesidir.
Avukatlık Ücreti Üzerinden Örnekler
Şimdi gelir vergisi stopajlı ve stopajsız örnek makbuzlara bakalım. Örneğin mahkeme kararında 30.000,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesi belirtilmiş olsun. Mahkeme vekalet ücreti, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) üzerinden belirlenmektedir. Mahkemece tarifeye göre belirlenen ücret içerisinde KDV ve Gelir Vergisi bulunmaktadır[1]. Öncelikle %20 oranında KDV ayrıştırılmalıdır. Yani “brüt ücret (%100)” + “KDV (%20)” toplamı (%120) 30.000,00 TL’dir. Bu durumda brüt ücret: 30.000,00 / 120 X 100 = 25.000,00 TL’dir. Bu durumda %20 KDV tutarı da 5.000,00 TL’dir. KDV ayrıştırıldıktan sonra kalan tutar, brüt ücrettir. Yani yapılan işin karşılığı ücret budur. Ancak bu kazançtan gelir vergisi de ödenecektir. %20 Gelir vergisi uygulandığında: 25.000,00 / 100 X 20 = 5.000,00 TL çıkmaktadır. O halde 30.000,00 TL mahkemenin hükmettiği vekalet ücretinin 5.000,00 TL’si KDV, 5.000,00 TL’si GV ve 20.000,00 TL’si net ücrettir.
Mahkeme kararında avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesi belirtilir. Yani davacı avukatının vermiş olduğu hizmet karşılığında ücret, müvekkili olan davacı tarafından değil davalı tarafından ödenmektedir. Esasen burada avukat kime hizmet veriyorsa makbuzu da ona karşı kesmesi gerekmektedir ancak diğer yandan ödemeyi de müvekkilinden değil karşı taraftan almaktadır. Yani makbuzun hizmet verdiği kişiye mi, ödeme aldığı kişiye mi kesileceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Uygulamada kabul edilen görüş, avukatın (hizmet gören, istihkak sahibinin), ödemeyi yapan davalıya makbuz kesmesi gerektiği yönündedir.
Ödemeyi yapacak olan kişinin, Gelir Vergisi Kanunu 94. Maddede belirtilen[2] kişilerden, genellikle tüzel kişi ya da devlet kurumu olması halinde stopaj gündeme gelecektir. Bu durumda, az yukarıda da açıklandığı üzere avukatın 30.000,00 TL için keseceği makbuz: 5.000,00 TL KDV, 5.000,00 TL GV Stopajı, 20.000,00 TL net ücret şeklindedir. Avukatın eline geçecek (net tahsilat) tutar ise net ücret + KDV tutarı olan 25.000,00 TL’dir. Aşağıda örnek makbuz gösterilmiştir.
[1] KDV Kanunu md. 20/4: “Belli bir tarifeye göre fiyatı tespit edilen işler ile bedelin biletle tahsil edildiği hallerde tarife ve bilet bedeli Katma Değer Vergisi dahil edilerek tespit olunur ve vergi müşteriye ayrıca intikal ettirilmez.”
[2] Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler.
Ücretin Ne İçin Alındığı | Brüt Ücret | G.V. Stopaj Oranı % | Net Ücret | KDV Oranı % | KDV Tevkifat Oranı % | Net Tahsilat |
Avukatlık Hizmeti | 25.000,00 ₺ | 20 | 20.000,00 ₺ | 20 | 0 | 25.000,00 ₺ |
Brüt Ücret Tutarı | 25.000,00 ₺ | |||||
KDV Tutarı | 5.000,00 ₺ | |||||
G.V. Stopaj Tutarı | 5.000,00 ₺ | |||||
Net Ücret Tutarı | 20.000,00 ₺ | |||||
KDV Tevkifat Tutarı | 0,00 ₺ | |||||
Tahsil Edilen KDV Tutarı | 5.000,00 ₺ | |||||
Net Tutar | 25.000,00 ₺ |
Eğer ki ödemeyi yapacak olan kişi, Gelir Vergisi Kanunu 94. Maddede sayılanlardan değilse bu durumda gelir vergisi stopajı (tevkifatı) olmayacaktır. Bu durumda avukatın 30.000,00 TL vekalet ücreti için keseceği makbuz: 5.000,00 TL KDV, 25.000,00 TL brüt ücret, 25.000,00 TL net ücret şeklindedir. Avukatın eline geçecek (net tahsilat) tutar ise net ücret + KDV tutarı olan 30.000,00 TL’dir. Aşağıda örnek makbuz gösterilmiştir.
Ücretin Ne İçin Alındığı | Brüt Ücret | G.V. Stopaj Oranı % | Net Ücret | KDV Oranı % | KDV Tevkifat Oranı % | Net Tahsilat |
Avukatlık Hizmeti | 25.000,00 ₺ | 0 | 25.000,00 ₺ | 20 | 0 | 30.000,00 ₺ |
Brüt Ücret Tutarı | 25.000,00 ₺ | |||||
KDV Tutarı | 5.000,00 ₺ | |||||
G.V. Stopaj Tutarı | 0,00 ₺ | |||||
Net Ücret Tutarı | 25.000,00 ₺ | |||||
KDV Tevkifat Tutarı | 0,00 ₺ | |||||
Tahsil Edilen KDV Tutarı | 5.000,00 ₺ | |||||
Net Tutar | 30.000,00 ₺ |
Son olarak KDV tevkifatından (stopajından) bahsetmek gerekir. Aslında KDV tevkifatı ayrı bir yazı ile ayrıntılı incelemeyi hak etmektedir. Burada kısaca bahsetmekle yetinilecektir. Avukatlar açısından KDV tevkifatı, vekillik hizmetlerini değil danışmanlık hizmetlerini kapsamaktadır. Bu nedenle avukatların dava takibi veya icra takibi veya arabuluculukta temsil faaliyeti için ya da mahkeme kararında hükmedilen yasal vekalet ücreti için kesecekleri makbuzlarda KDV tevkifatı söz konusu değildir. Yalnızca danışmanlık kapsamında verilen hizmetler için kısmi KDV tevkifatı yapılmaktadır. Ayrıntısı, ayrı bir yazıda ele alınacaktır.
Bir yanıt yazın